Nurçem Koç, doğuştan engelli bir “Yin Yoga Eğitmeni”. Bu söyleşiden kısa bir süre önce Instagram dan Yoga Dergisi’ne gönderdiği mesaj ile tanıdık kendisini.
O gün yaptığımız yazışmaların sonrasında kendisini takip etmeye başladığımızda, gerçekten herkesin bilmesi ve öğrenmesi gereken bir deneyime sahip olduğunu fark ettik. Böylelikle hem kendisi hem de hocası Yeşim Hanım ile yaptığımız bu söyleşiyi sizler için kaleme aldık.
Nurçem Hanım, yoga ile tanışmanızı ve ilk izleniminizi bize anlatabilir misiniz?
İlk olarak 2016 yılında, aşmakta zorlandığım bir dolu ön yargıyla deneyimledim yogayı. Ön yargılarım vardı, çünkü yoga ile ilgili görsel olarak bizlerin inandırılmaya çalışıldığı şey; aşırı fit insanların, normalde yapılması imkansız hareketleri yaparken çekilen fotoğraflarıydı.
Anlıyorum ki bir şekilde bu düşünceniz değişmiş, nasıl oldu bu?
Yoga pratiğinde derinleştikçe gördüm ki, “herkes yoga yapabilir”. Yeter ki sadece bedeni değil, düşünce yapısı da esnek olabilen kişiler tarafından desteklensin. Doğuştan bedensel engelli biri olarak en çok övündüğüm özelliğim, bedenimi ve hareket kapasitemi çok iyi tanıyor olmaktı. Ve yoga yapmaya başladıktan sonra anladım ki haksızlık ettiğim bedenim, benim sandığımdan çok daha fazlasıymış. Asıl yanlış olan yogayı sadece asanalardan ibaret olarak görmekmiş.Yeşim hanım siz ne söylemek istersiniz bu konuda?
Sanılanın aksine yoga yapmak için esnek, zayıf bir bedene ihtiyacın yok. Esnek bir zihne ihtiyacın var. Yoga kendinle buluşma yolu. Aldığımız tüm eğitimler yola bir adım atmak aslında, kendinle tanışma yolculuğunun başlangıcı.
Nurçem, eğitmen olmaya nasıl karar verdiniz?
Bana göre bu öğreti bütünüyle kendine doğru hem yol hem yolculuk. Biz ise aynı anda hem yol hem yolcu hem de yolculuğun ta kendisiyiz. Bunu fark ettiğimde düştü aklıma eğitmen olma fikri. Ben yapabildiysem herkes belli oranda yapar ve zihinlerdeki ön yargılar kırılır, yoganın şifasından herkes faydalanır diye düşündüm.Peki süreç içerisinde neler yaşadınız?
Bu yolda da engellerle karşılaştım tabii ki. Zihni bedeni kadar esnek olamayan yaklaşımlarla. Ama önemli olan yılmadan devam etmekti. Hocamla eğitimi konuşmak üzere yüz yüze geldiğimiz ilk gün anlamıştım başaracağımızı. O azim ve kararlılık ikimizde de vardı çünkü.
Yeşim Hanım, Nurçem Hanım size gelip yoga eğitmeni olmak istediğini söylediğinde ne düşündünüz?
Bedensel engelli biri ile karşılaşmak ve onunla yoga yapmak benim için çok normal bir durumdu. Birçok bedensel engelli öğrencim oldu. Ayrıca çocukluğumu ve gençliğimi bir engelli ile geçirdim. Dayım çocuk felci geçirmiş bedensel engelli bir İngilizce öğretmeni idi. Engelli kişilerin azmi, öğrenme istekleri ve hayata bakış acılarının genişliğine her zaman hayran olmuşumdur. Nurçem “ben yoga eğitmeni olmak istiyorum” dediğinde çok şaşırmadım, tabi ki olabilirdi. Herkes yoga yapabilir, beni öncelikle düşündüren “ben Nurçem'e Yin Yoga eğitimi verirken, asanaları bedensel engelli kişilere nasıl adapte edeceğim” sorusu oldu. Nurçem çalışkan ve azimli bir öğrenci, asanaları anatomik açıdan kolayca kavraması bana bu konuda çok yardımcı oldu.
Şu anda bulunduğunuz noktayı nasıl tanımlıyorsunuz Nurçem?
Eğitim bitti ama her şey daha yeni başlıyor. Biz Türkiye’de ilk kez “spina bifida” isimli bir rahatsızlık sebebiyle engelli doğmuş birisinin, hem kendi gibi engellilere hem de hiçbir engeli olmayan insanlara yoga öğretmesinin önünü açtık. Başardığımız şeyle her geçen gün daha çok gurur duyuyorum.Yeşim hanım, siz son olarak ne söylemek istersiniz?
Birlikte çok şey öğrendik. Eğitim bitti fakat biz birlikte yol almaya devam ediyoruz, öğrenilecek keşfedilecek çok şey var daha…
Herkesin yoga yapabileceği gerçeğini en güzel şekilde bizlere anlatmış ve göstermiş olduğunuz için her ikinizi de kutluyoruz. Sizlerle tanışmak çok keyifliydi, teşekkür ederiz.
Söyleşiyi yapan: Servet YILDIZ